MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Cumhuriyet’in ve CHP’nin 100’üncü yılında genel başkanlığa aday isimlerin kurultay salonundan terörist Demirtaş’a selam göndermesi, PKK’yı selamlamaktır, kahpe pusuları selamlamaktır, kanlı saldırıları selamlamaktır, bölücülüğü selamlamaktır, melanet ve rezalete selam durmaktır. Biliniz ki bu tiplerden de millete ve ülkeye hayır gelmez, gelemez, gelmeyecektir” dedi.
MHP lideri Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, Milliyetçi Hareket Partisi ile Cumhur İttifakı’nın, parlak bir geçmişi onurlu bir gelecekle buluşturmanın arayış ve amacıyla yeni yüzyıla hazırlandığını belirterek, “Bu meyanda siyasi çalışmalarımız istikrarlı, iddialı ve itinalı ölçülerde devam etmektedir. 14 Ekim 2023 tarihinde başladığımız ‘2024’e Doğru, Diyar Diyar Anadolu, Genişletilmiş Bölge İstişare Toplantılarımızın 5 Kasım 2023 tarihi itibarıyla 44 ilimizi kapsayacak şekilde 6’ıncısını yapmış bulunuyoruz. Elbette bundan sonra da yerimizde durmayacağız, gevşemeye prim vermeyeceğiz, atalete düşmeyeceğiz, vatanımızın her köşesinde vatandaşlarımızla kucaklaşmayı azimle sürdüreceğiz. Milliyetçi Hareket Partisi, Türk milletinin temel değer ve birikimlerini yeni atılımların güç merkezi yaparak, onu ilelebet var kılacak bir büyük siyasi ve fikri hareketin adıdır. Bu ad ve iddia, dünya var oldukça yaşamaya devam edecektir. Hiçbir engel yolumuzu kesemeyecektir. Hiçbir saldırı, milletimize hizmet aşkımızı soğutamayacaktır” dedi.
‘KILIÇDAROĞLU’NUN İTİRAFI, BEYHUDE BİR SIZLANMADIR’
Daha sonra CHP’nin 38’inci Olağan Kurultayı’na değinen Bahçeli, “Genel başkanlık yarışını kaybeden Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ‘Sırtımdaki hançerlerle seçime girmek zorunda kaldım’ itirafı gecikmiş, miadı geçmiş bir itiraf, beyhude bir sızlanmadır. O hançer tutan ellerin, yanına yöresine geldiğinde iyilik meleği olmadığını Kılıçdaroğlu’nun da bilmesi gerekiyordu. Hiç kuşkusuz CHP’deki genel başkan değişimi, bizim konumuz ve gündemimiz değildir. Kurultay delegeleri kararını vermiş, bize de saygı duymak ve hayırlı olsun demek düşmüştür. Üzüldüğümüz husus, Atatürk’ün kurduğu partinin büyük kurultayında şehitlere rahmet dilemek yerine casuslara, teröristlere, iş birlikçilere, kiralık gazetecilere selam gönderilmesidir. Kalem selamdan, selam kelamdan önce gelir. Bir selam bin hatırdır. Selam, Allah’ın selamıdır ancak teröriste selam veren sırtına ihanetin semerini vurmuş demektir. Cumhuriyet’in ve CHP’nin 100’üncü yılında genel başkanlığa aday isimlerin kurultay salonundan terörist Demirtaş’a selam göndermesi, PKK’yı selamlamaktır, kahpe pusuları selamlamaktır, kanlı saldırıları selamlamaktır, bölücülüğü selamlamaktır, melanet ve rezalete selam durmaktır” diye konuştu.
‘ATATÜRK’ÜN EMANETLERİ YOK SAYILMIŞTIR’
Kurultayda ilk tuğlanın yanlış konulduğunun, ilk düğmenin yanlış iliklendiğini ve ilk adımın boşluğa atıldığını söyleyen Bahçeli, “CHP’nin 38’inci Büyük Kurultayı’nda Kuvayımilliye reddedilmiş, Milli Mücadele inkar edilmiş, 100 yıllık geçmişin hatıralarıyla Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emanetleri yok sayılmıştır. Çam dalından ağıl olur mu? Elbette olmaz. Biliniz ki bu tiplerden de millete ve ülkeye hayır gelmez, gelemez, gelmeyecektir. Türk ve ‘Türkiye Yüzyılı’ hedeflerini inşa, imar ve ihyanın peşindeyiz. Tavsiyem odur ki hiç kimse hesap hatası yapmasın, küçülmüş siyasetçilerin zillet projelerine Türkiye’yi asla teslim etmeyeceğiz. Ne esef verici bir durumdur ki ülkesine sırt dönmüş, milletine yüz çevirmiş, milli meselelerle ihtilafa düşmüş ikiyüzlü bir muhalefet anlayışı karşımızdadır. CHP yönetimine hakim olan siyasi akıl, rehinli ve hacizlidir. Bunların irtibatları ve ilişki ağları, sancılı ve karanlıktır. CHP yönetimine diyorum ki; Selahattin Demirtaş teröristtir, HEDEP bölücüdür, siyasetteki nifak tohumu ve ayrık otudur. Osman Kavala Sorosçudur, casustur, suçludur ve cezasını çekecektir” dedi.
‘BİR HALKIN İMHASINA GÖZ YUMAMAYIZ’
2023 ve takip eden yıllarda Türkiye’nin dev gibi ayağa kalkacağını, bunu sağlayacak iradenin de Cumhur İttifakı olduğunu vurgulayan Bahçeli, daha sonra İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki göstererek, şöyle dedi:
“Ülkeler arası irtibat ve ilişki ağlarının üst üste darbe aldığı, Filistin’de soykırımın yapıldığı, dehşet verici insanlık suçunun işlendiği bu dönemde zalimlerin karşısında mazlumların yanında durmalıyız. Çocukların katline sessiz kalamayız. Yüzü gözü kan revan içindeki bebeklerin yürek parçalayan hallerine tepkisiz duramayız. Bir halkın imhasına da göz yumamayız. Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın anlayışı, bozuk ve bulanık bir anlayıştır. Nihayet o yılanın bir gün zehirli ağzını açarak bize de dokunacağını şimdiden öngörmek mecburiyetindeyiz. Bugünkü dünya vasatında krizlerin biri biterken diğeri başlamaktadır. Müesses paradigma her yanından tahrip olurken beşeriyetin barış, huzur ve güvenlik açığı tehlikeli şekilde genişlemektedir. Sözde medeni ülkelerin hepsi, Gazze’deki yıkım karşısında üç maymunu oynamaktadır. Uluslararası toplum felçli, uluslararası hukuk ayaklar altında, küresel vicdan buzlu ve sislidir. Ne var ki önü alınamayan, kendiliğinden organize olan kalabalıklar, İsrail saldırılarını farklı başkentlerde protesto etmektedir. İsrail’e nefret ve lanet yağmaktadır. Masumların hayat hakları savunulmaktadır. Buna rağmen Gazze havadan ve karadan gene abluka altındadır. Sivillerin yerleştiği kamplar vurulmaktadır. Hastaneler, okullar, ibadethaneler, çocuk parkları bombalanmaktadır.”
‘BU SUÇUN BEDELİ İNŞALLAH BU DÜNYADA ÖDETİLECEKTİR’
Gazze’deki korkunç katliamın günbegün genişleyip yaygınlaştığını, bu soykırım sonlanmazsa Orta Doğu’nun her ihtimale açık olacağını işaret eden Bahçeli, şunları kaydetti:
“Silahlar derhal susmalı, ateşkes sağlanmalıdır. Türkiye’nin önerisi olan Uluslararası Barış Konferansı gecikmeksizin toplanmalıdır. İsrail ve Filistin arasında kalıcı barış için yarın bile geçtir. Daha fazla kan dökülmemelidir. Daha fazla çocuk hayattan koparılmamalıdır. Süregelen çatışmalar, dinler ve medeniyetler arasında bir cepheleşmeye ve silahlı mücadeleye dönüşmemelidir. Sayın Cumhurbaşkanımızın sabırlı, gayretli, haktan ve hakikatten yana adımları mutlaka karşılık bulmalı, taraflı tarafsız herkesçe desteklenmelidir. 5 Kasım gecesi Ankara’ya gelen ABD Dışişleri Bakanına Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanının simgesel mesajlar ile İsrail zulmünü bir kez daha ifade etmesi, bize göre son derece anlamlı ve değerlidir. İsrail’in barbar saldırılarına itiraz etmek herkesin, özellikle her devlet ve siyaset insanının ortak mükellefiyetidir. Filistinlileri Mısır Çölü’ne sürmek için zemin oluşturan, Tevrat’tan alıntılar yapıp, soysuz bir savaşa gerekçe bulmaya çalışan cani zihniyetin insan ve inanç haklarını ihlal etmesi hesabı sorulması gereken bir suçtur. Bu suçun bedeli ise inşallah bu dünyada ödetilecektir. Allah indinde son din, İslam’dır. Dinin koruyucusu Allah’tır. Galip olan da Allah’tır. İsrail terörüne karşı Türkiye’nin duruşu hamdolsun sağlamdır. Duamız ve desteğimiz Filistinli kardeşlerimize yöneliktir.”